kızıl deniz

Kuyuya atılan taş gibi hissediyorum kendimi, yer çekimine yenik bir şekilde boşluktan aşağı doğru süzülüyorum. Ne varacağım yer belli ne de varacağım zaman, bildiğim tek şey ise düşerken ivme kazanıp düştüğüm an paramparça olacağım. Hatırlıyorum da önceden de paramparça olmuştum -henüz küçük bir kız çocuğuyken- nereden bilebilirdim ki tekrar tekrar parçalanacağım. Dibini gördüğüm suda boğuluyorum ve özümden zehirleniyorum. Çocukluğumun katili başka bir bedende duruyor karşımda, kırılan bütün parçaları vücuduma batırıyor birer birer hiç acımadan. İlk defa korka korka akıyor gözlerimden yaş, içimdeki kız çocuğu gerçeklerden titreyerek saklanıyor ardıma ve ben bir şey yapamıyorum. Artık anlıyorum o 8 yaşındaki kız çocuğu benden daha güçlüymüş bunca olan karşısında. Haykırsam duvarlar yıkılır. Neden? Neden tekrar tekrar güvensizliğimin altını yakıp o ateşi içime düşürüyorsun. Seni affetmeye çabaladıkça aynı hatalara dolanıyor ayağın ...